UNUTURSAM FISILDA

By 03:48





Dün Maltepe Park sinemasında 19:15 seansında Unutursam Fısılda filmini izledim.Çok hevesle gittiğim bir film değildi başka izlenecek bir film bulamadığımız için arkadaşla buna karar verdik.Aslında Çağan Irmak filmlerini beğenirim bir Egeli olarak sonuçta benim kültürümü işliyor ama Issız Adam, Babam ve Oğlum filmini aratacak filmler yapıyor son zamanlarda.

Neyse filmimize gelelim.Öncelikle şunu söylemek isterim ki salon Pek Yakında filminden daha kalabalıktı ki bence o film daha iyiydi.

Konu aslında kız kardeşlik üzerine kurulu.

Hatice kızımız(Zeynep Farah Abdullah) filmin başında hafif oğlan çocuğu gibi takılan,biraz asi bir kızımızı canlandırıyor ki bence bu sahneler gereksizdi.Maç falan yaptı erkek çocuklarla en başında.Ablası Hanife ise daha çok ailesini dinleyen insanların pek sevmediği ama kardeşiyle iyi bir iletişimi olan bir kız.Ablamız duygularını yoğun yaşıyor ve kuvvetli kalemi sayesinde deftere döküyor.



Hanife kasabaya Istanbul'dan gelen kaymakamın oğlu Tarık'a aşık,bu delikanlı ise Hatice kızımıza hatta Hatice'ye yaranmak için ablası üzerinden iletişim kurmaya çalışıyor ve Hanife'ye diğer insanların önünde çok iyi davranıyor.Tabi ki Hanife bunu yanlış anlayıp kaymakamın oğluna abayı yakıyor.Sonuç olarak iki kız kardeşte aynı oğlanı sevmekte.

Tarık Hatice'nin sesinin güzelliğini fark edip bir okul müzik grubu kuruyor ve Hatice'yide solist yapıyor. Hatice'nin babası bu durumu öğrenince çok kızıp şarkı söylemeyi yasaklıyor.Bunun üzerine Tarık ve Hatice hayallerini gerçekleştirmek üzere İstanbul'a Tarık'ın arkadaşı Erhan'ın yanına kaçıyor ve buradan sonra olaylar başlıyor önce düğünlerde başladıkları bir yolculuk Hatice kızımızın cesareti sayesinde sahnelere, plaklara taşınıyor.Hatice kaçarken yanına aldığı  ablasının şiir defterindeki şiirleri kullanıyorlar, Tarık besteliyor.Tabi bu arada Hatice oluyor Ayperi...




Sonuç standart eski Yeşilçam vakaları. Tarık.Tarık Ayperi'nin hep ön planda olmasını ve kendi istediği rock albümü yapamamalarını kaldıramıyor bunalıma girip alkollü araç kullanırken ölüyor.Ayperi bunalıma giriyor ve birkaç albüm denemesi yapıyor ama sonuç başarısızlık.En sonunda yaşadığı evi de kaybedip yaşlılık zamanlarında memleketine ablasının yanına alzeimer hastası olarak geri dönüyor.Filmin sonunda da insanlar bunun durumunu öğreniyor ve genç popçular Ayperi için yardım konseri düzenliyorlar.Son şarkısını burada söylüyor ve film burada bitiyor.


Beni en çok etkileyen sahne yaşlılık sahnelerinde yaptıkları konuşma.Hanife hayattaki mutsuzluğunu ,evlenememesini,insanlarla olma kötü diyaloğunu kardeşine bağlamakta fakat Ayperi bu sonucun onun tercihlerinden kaynaklandığını ve insanlara acıların kızını oynamaktan zevk aldığı gerçeğini gösteriyor.Ayperi ise yalnızca şarkı söylemeyi istediğini ve bunun peşinden gittiğini sonuç ne olursa olsun yinede olsa aynı şeyi yapacağını söylüyor.Kaçmasıyla ne kadar yalnız kaldığını ve ailesinin arkasında durmaktansa millet ne der düşüncesiyle onu silmesinden ne kadar da mutsuz ve huzursuz hissettiğini belirtiyor.

Fimde geçişler çok hızlı ve renk kalitesi hep aynı eskide miyiz yoksa şimdide mi belli olmuyor.Senaryo iyi ama çok da derine işlemiyor çünkü duyguları çok veremiyor. İzlenmek için sinemaya gitmeye gerek yok bence ama Türk Sineması'na destek için gidilebilir







You Might Also Like

0 yorum