Minimalizm yani sadeleşme aslında bir süredir duyduğum ama hayatıma uygulmakata biraz tembel davrandığım bir konuydu.Marie Kondo'nun da kitabınıda alıp okumaya başlamamla harekete geçmiş oldum.Zaten kitap sizi gaza getirici cümlelerle dolu.Dağınıklıktan, eşya toparlayıcılıktan oyle bahsediyor ki insan resmen kendinden utanıyor ve kalkıp toplamaya başlıyor. Bendeki uyandırdığı bu his ile kalkıp toparlamaya başladım ve evin kullanmadığımız eşyalarla dolu olduğunu fark ettim ve hemen aksiyon aldım.İşte neler yaptığım
- Kullanılmış ve satışı zor olan kıyafetlerimi Türkmen yardımcıma kızlarına göndermesi için verirken, az kullanılmış ama giyilmeyen markalı kıyafetlerimi de satmak için ikinci el aplikasyonlara koydum.
- Evde atmaya kıyamadığımız salon avizesi, eski modem,bozuk telefon ve arabamızın koltukları için aldığımız ama hiçkullanmadığımız oto kılıfı gibi yer kaplayan eşyaları letgo ya koydum.
- Kitapları kütüphaneye bağışladım ki kitaplıkta yer açılsın ve yeni bir kitaplığa ihtiyacımız olmasın
- Televizyonumuzu hiç kullanmıyoruz.Bu da satışta
Bu durumda hem eşyalarımızı ayıklayarak yaşam alanımızı genişletmiş olduk, hem de duran eşyalar hep toz tutar.Onları temizlemek zaman ve deterjan kaybıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder